NÜKLEER!
UMUTLU YARINLAR…
UMUTLU YARINLAR…
Yıllar önceydi…
Kendimizi tanımaya başladığımız o günden beri büyükler umudu, sevgiyi, barışı, başarıyı, inancı öğrettiler bize… Tarihi öğrettiler, Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşını, Türkiye’yi öğrettiler bize. Yanlışlar yapıldığında bunlara izin vermemeyi öğrettiler…
Evet yanlışlar…
Yanlışlar !!! Bilimsel doğrular karşısında yapılan yanlışlar… Alın size büyük bir yalan; Nükleer Enerji Santrali kaçınılmaz bir şeymiş, hatta bugüne kadar böyle bir girişimin olmaması büyük talihsizlikmiş !!! Kime göre talihsizlik ???
Şimdi bilimsel gerçeklere gelelim; son zamanlarda Türkiye’nin enerji sıkıntısı olacak söylentileri, yapılan elektrik kesintileri, sevgili medyamızın gerçekçi (?) haberleri kamuoyunu çok kolay yanıltır belki, evet belki de…
Enerji sıkıntımız var, Batı enerjisini bu şekilde oluşturuyor, Avrupa Birliği’ne gireceğiz, geri kalamayız, medeniyet bu …BAAMM… ABD’de son 30 yılda yeni bir santral kurulmadı, ama imajı yıkmamak için göstermelik ihale çalışmaları sürüyor…
Batı Avrupa ‘da nükleer enerjiye talep Çernobil sonrası düşüşe geçti, gelişmiş ülkeler yenilenebilir, yönetimi kolay enerji türlerine yöneldi. Batı toplumlarında 1980’lerden sonra birçok proje kamuoyunun onaylamaması sebebiyle geri çekildi. %50 elektrik enerjisini nükleerden sağlayan İsveç, enerjisinin %3’ünü üreten en eski, en büyük nükleer santralini kapatıp rüzgâr enerjisine odaklanma yolunda. Avusturya’nın tek reaktörü 1978’de hiç işletilmeden kapatıldı, İtalya’da 1987 ulusal referandumla tüm reaktörler kapatıldı, İsveç ve Almanya nükleer enerjiden vazgeçme kararı aldı, Avustralya, Küba, Meksika, Norveç, Vietnam, Endonezya ve birçok ülke nükleer planlarını terk etti.
EVET… Batılı nükleeri destekliyormuş? :)
Neden bu kadar karşı bu ülkeler? Çünkü Çernobil’den kaynaklanan radyoaktif serpinti 160 bin km toprağı kirletti, en az 9 milyon insanı etkiledi, 400 bin kişi evinden oldu, çocuklarda tiroid kanseri %100 arttı, 400 milyar dolar mali zarar vs. vs… Ve tek kaza Çernobil’de değil, mesela Japonya’da birçok kez kaza oldu, ama duyulmadı. Çünkü nükleer atıklar bin yıllarca doğada kalıyor, ölüm saçıyor. Çünkü nükleer santral kurulması diğer santrallerden çok daha pahalı, kurulma süreci çok uzun, 30 yıl içinde sökülmesi gerekiyor ve söylenildiği gibi sıkı bir istihdam sağlamıyor. vs. vs…
Acaba Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacı var mı? Uzmanlar açıklıyor… ’Türkiye kendi öz kaynaklarıyla 2030 yılında dahi enerji ihtiyacını fazlasıyla karşılayabilir, Türkiye’nin elektrik üretimi anlamında sorunu yok, yönetim sorunu var, doğru yönetim, tercih, planlama gerekli olan bunlardır’.
Avrupa’da, ABD’de kimsenin almadığı, bazı çok uluslu şirketlerin ürettiği altyapının elden çıkarılması, bu şirketlerin kar etmesi, pazar bulması, atıklar için toprak bulması lazım…
AÇ GÖZÜNÜ ÜLKEM…
Söylenecek daha çok şey var… Geleceğimizi, çocuklarımızı ölümün kucağına attırmayalım. Kamuoyu olarak şiddetle bu planların önüne geçelim.
UMUTLU YARINLAR…
Mimar Zuhal AYAYDIN
Ağustos 2006